Kasım 30, 2010

acısa da öldürmez

arada sırada yazmaya çalışıyoruz işte;
hayattan arda kalan zamanlarda..
onu hatırlatmayacak kelime oyunları oynayarak

seni istemiyorum, seninle oynuyorum,
seni hatırlamıyorum bile..
'ben, sensiz yapamıyorum'un bir başka şekilde
itiraf edilişi aslında..

hatırlamak da hatırlanmak da güzel şey özünde
ama kime göre neye göre, tabi ki de "adamına göre"

o'nun aklının fikir odalarında yer alamadıysan da
uğraşmamak lazım aslında hatırlanmak için..

ne de olsa Sıla'nın da dediği gibi
"acısa da öldürmez"..

Kasım 10, 2010

sonuç olarak

bir saatte, bir gecede,
bir günde, bir ayda
ya da bir senede


yazılabilecek şey değil bütün bunlar..


an gelir bir cümle,
bir kelime ya da
bir harf,
bir sayı,
bir nesne
çıkıverir
aklımın ucundan;


senin için..


bir, iki, üç, dört...
derken toplarım onları
aklımın bir köşesinde


elbet bir gün 
serbest bırakacağım zamanı gelince
gidecekleri yerlere..


o zamana kadar beklerim
topladıklarımla,
patlamaya hazır volkanik
bir dağ misali


sadece 
doğru zamanı beklerim,
volkanın patlaması,
benim haykırışım için..


ama zaman 
beklendiği gibi geçmiyor
bir türlü vakit gelmiyorsa
yavaş yavaş, 
kendi içinde, zararı
sanki sadece kendine
olacakmış gibi
patlamaya 
ya da
patlama sinyalleri
vermeye başlarım..


Artık bir 
umut,
ümit,
yaşama sevinci,
bir amaç 
kalmamış gibi gelir..


Bazen 
çevremdeki dağların yardımıyla,
bazen de 
kendi kendime ateşimi söndürürüm


yaraları da 
o kadar sanıldığı gibi
ağır olmaz sanki,
yani öyle umut ediyorum..


Umut ediyorum,
o zaman 
hala 
bir şans var denebilir..


"Nefes alıyorsak, hala bir umut var demektir", sonuçta..

sensin

insan sevdiğinin gözlerine bakamazmış,
özellikle de sevipte ona söyleyemediğine..


işte böyle vahim bir durumun içindeyim


soru işaretleri, 
acabalar, 
belkiler ile dolu


içi boş bir kuyunun içerisindeyim


belki de 
aşkların en güzeli uzaktan olanıdır, 
olamaz mı yani ?


Sen yukarıda benden habersiz,
ben kuyunun dibinde sensiz..


Seni gördüğümde
hızlı kalp atışlarım,


arkandan baktığımda
sensizlik mutsuzluğum,
sana baktığımda
gözlerimi kaçırmalarım,

uykuya daldığımda
rüyalarıma girişlerin

işte tüm bunların asıl suçlusu
sana,
seni sevdiğini bir türlü söyleyemeyen
ben değil,


kendini bana hayran bıraktıran,
sevdiren,
aşık ettiren,


sensin..