Nisan 23, 2010

ona..


İstanbul’un boğaza karşı güzel semtlerinden birinde İstanbul kadar yine aynı güzellikte bir kız vardı.. Vardı diyorum çünkü artık onu göremiyordum..

Geçenlerde gördüm onu.. Pek bi’ değişmiş, eskisine göre daha bi’ güzelleşmişti ya da bana öyle geliyordu.. Ne zamandır görmemiştim onu..

Bir türlü şu cesaret denilen şeyi toplayamadım.. Ne biçim iş arkadaş o yokken buralarda, o varken şeytan aldı götürdü bir türlü getiremedi..

Belki de “bana ne senin sevginden“ demesinden korkuyordum.. İşte tam o an yıkıldığım an olurdu belki de.. Ona, yıkılmadığımı, sapasağlam durduğumu, hayatıma onsuz devam edebileceğimi, "bana sanki başka sevgiler mi yok derdim", çekip giderdim.. Bir daha onu hatırlamamak için dua ederdim..

“ben de seni” deseydi ne olurdu ki.. Ama demedi işte ya da diyemedi.. Olsun seninle konuşmak yine de güzeldi be güzel kız.. Bari ismini öğrenseydim.. Bak şimdi sızlıyorum, özlüyorum, arıyorum ruyamda bile seni..

..

Birden uyanıyorum, bakıyorum hepsi ruyaymış.. Dediğim gibi ruyamda bile özledim seni.. İçimden haykırmak geliyor, kendi kendime konuşuyorum.. Eğer şu anda nerede olduğunu bilsem gelirdim yanına sana seni sevdiğimi söylemek için diyorum..

Ama neyse,

Her nerdeysen gözlerinden öperim..

Ha unutmadan,

Peki söyle bana güzel kız şimdi.. Sen de beni benim seni sevdiğim kadar sevdin mi, ya da azıcık da olsa sevmeyi denedin mi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder